Ankara Şehir Hastanesi Akciğer Nakil Merkezi’nde Türkiye’de ilk kez kistik fibrozis tanılı bir pediatrik vakaya akciğer nakli yapıldı. 15 yıldır kistik fibrozis rahatsızlığı ile yaşayan 15 yaşındaki Zeynep Gülbade Türkaslan, başarılı bir operasyon ile sağlığına kavuştu.
15 yaşında olan ve doğuştan kistik fibrozis tanısı konan Zeynep Gülbade Türkaslan, uygun donör ve akciğerin bulunması sonrasında Ankara Şehir Hastanesi Akciğer Nakil Merkezi ekibinin başarılı operasyonu ile sağlığına kavuştu. Ramazan Bayramı’nın ikinci günü ameliyat olan Türkaslan’ın annesi Selma Türkaslan, bu durumun kendilerine çifte bayram yaşattığını vurguladı.
Yaklaşık 1 yıldır bağış bekleyen ve solunum cihazına bağlı olarak yaşamını sürdüren Türkaslan, ameliyat sonrasında çok mutlu olduğunu ve herkesi organ bağışına davet ettiğini söyledi.
“Bayramın ikinci günü bize çifte bayram oldu”
Operasyonu geçiren Zeynep Gülbade Türkaslan’ın annesi Selma Türkarslan Gülbade Türkarslan, “Kızım 15 yıldır kistik fibroz hastası. 15 yıldır balgamları hiç eksik değil sürekli balgamı öksürüğü oluyordu. Son bir yılda da oksijen ihtiyacı oldu. Bir yıldır nakil sırasındayız zaten.
O bir yıl esnasında sürekli oksijene bağlı kaldı evde kendi ihtiyacını bile göremedi yanında mutlaka birisi olması gerekiyordu. Bir yıl sonra bize nakil çıktı çok şükür. Buradan bize organını bağışlayan kardeşime Allah rahmet eylesin ona çok teşekkür ediyoruz Allah razı olsun.
Buradan bütün kardeşlerime bütün inşalara organ bağışında bulunmalarını tavsiye ediyoruz. Bizde çok şükür organ bağışında bulunduk. Bayramın ikinci günü bize çifte bayram oldu bu arada çok güzel oldu.
Değişik bir duygu çünkü önceden oksijen alamamanın ne olduğunu bildiğimiz için şimdi şu halde oksijen almak çok güzel çok sevinçliyiz. Buradan herkese organ bağışında bulunmalarını tavsiye ediyoruz teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
“Akciğer nakli bazı akciğer hastalıklarında son tedavi artık”
Organ naklinin bazı durumlarda tek tedavi yöntemi olduğunu ve bağış konusunda herkesin çok duyarlı olması gerektiğini vurgulayan Ankara Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Op. Dr. Aziz Ahmet Surel, “Akciğer nakli bazı akciğer hastalıklarında son tedavi artık. Diğer organ nakillerinde de biz özellikle toplumumuza şunu vurguluyoruz ne yazık ki ülkemizde kötü bir alışkanlığımız var insanlara can olacak hayat olacak organları biz toprak altında çürütüyoruz.
Halbuki Diyanet İşleri Başkanlığımızın da dini hassasiyet gösteren vatandaşlarımızın da evhamlarını ortadan kaldıracak çok ciddi açıklamaları var. Bizim anayasamızda ülkemizin sosyal bir devlet olduğu yazıyor biliyorsunuz. Bunun gereği olarak da çok geniş bir sosyal bakım ağına sahibiz. Ciddi bir sağlık ağımız var ve eğer bir kişinin tedavisi için organ nakli gerekiyorsa bunu daha evvel mesela akciğer nakli çok zor bir süreçti. Uzmanını bulmakta çok zor yetiştirmekte çok zor.
Bir dönem bu organizasyona ve bu ekibe sahip değilken ülkemiz bu hastalar yurt dışına gidiyordu bu her bir hastanın maliyeti ülkemize milyon dolarlara maliyet ettiriyordu. Daha sonra hocalarım gibi kıymetli ekipler ülkemizde yetiştikçe yetişkin hastalarımızın akciğer nakillerini ülkemizde yapmaya başladık.
Şimdi burada kritik bir nokta var halen bu konuda pediatrik nakillerin ülkemizde bu derecede başarıyla yapıldığının farkında olmayan bir kitle var. Bizim ekibimiz zaten erişkin nakillerde çok başarılı.
Pediatrik nakillerde de gösterdikleri bu başarılarla artık yurt dışına gitme ihtiyacı duyan şifasının yurt dışında olduğunu düşünen ihtiyaç sahibi çocuk hastalarımızın akciğer nakillerini ülkemizde ve hastanemizde Ankara Şehir Hastanesinde yapmaya hazır olduğumuzu beyan ediyoruz” diye konuştu.
“En büyük ihtiyacımızın ‘organ, donör bağışı’ olduğunu buradan vurgulamak istiyorum”
Ankara Şehir Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniği Eğitim Sorumlusu ve Akciğer Nakil Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Yekeler, “Zeynep Gülbade ülkemizde kistik fibroz olgularında yapılmış ilk akciğer nakli oldu.
Kistik fibroz ülkemizde çok fazla karşılaşılan ve görülen özellikle göğüs hastalıkları problemi ve akciğerin tutulmasıyla birlikte de akciğer nakli ihtiyacı doğan hastalık grubudur. Bu hastalarımızda bu olgularımızda nihai ve tek çare artık bu sonra akciğer nakli olmaktır.
Kızımızla birlikte erişkin hastalarda yapmış olduğumuz akciğer nakli tecrübelerimizi çocuk olgulara aktarmış olmak ve ülkemizdeki birçok akciğer nakli ve etkileyen çocuk olgularımıza bu anlamda derman olmak bu anlamda nefes olabilmek hedefimiz ümidimiz.
Bu anlamda özellikle hastanemizin alt yapısı güçlü yapısı fiziki şartlarıyla beraber ve buraya da taşınmış olan bir çocuk hastanesinin varlığıyla beraber bu şartlarla beraber daha da güçlenmiş olduk. Çocuk hastalıkları ve özellikle akciğer nakli bekleyen çocuk hastalar için tüm bu birikimlerimizi erişkin hastalardaki akciğer nakil tecrübemizi çocuk hastalarımıza aktararak çocuk hastaları üzerinde yapmış olduğumuz akciğer naklindeki başarıyı bu anlamda belgelemiş olduk.
Bu anlamda çok mutluyuz. Çocuk hastalarımız için ileriye dönük ümidimiz daha da arttı. Akciğer naklinin zor olduğunu tüm organ nakilleriyle kıyasladığımızda en zor organ nakli olduğunu söyledim. Ama çocuk hastalarındaki akciğer nakli çok çok daha zor bizim için.
Tüm bunlar ekip olarak fedakârca çalışmayı gerektiriyor adanmışlık ruhuyla çalışmayı gerektiriyor. Gerçekten bu anlamda hastanemizin ortaya koymuş olduğu ekip ruhu başarı ve bütün şartlar, laboratuvar şartlarında ve uygun fiziki şartlarda. Yoğun bakımdan, ameliyathaneden hepsinin mükemmel olduğunu söyleyebilirim.
Bu anlamda tüm vatandaşlarımızı bu ihtiyaçları için Ankara Şehir Hastanesine davet ediyoruz. Ama bu esnada da tüm bunu yapabilmemiz gerçekleştirebilmemiz içinde en büyük ihtiyacımızın da ‘organ donör bağışı’ olduğunu buradan vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Kistik fibrosiz bizim çocuk göğüs hastalıkları özelimizde çok değer verdiğimiz bir hasta grubu”
Ankara Şehir Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Güzin Cinel, “Zeynep Gülbade, bir yıldır oksijen bağımlısı kistik fibrosiz hastamızdı ve bir yıl içinde organına kavuştu.
Sizler de gördünüz çok güzel rahat nefes alıyor, oksijensiz kalabiliyor. Kistik fibrosiz bizim çocuk göğüs hastalıkları özelimizde çok değer verdiğimiz bir hasta grubu.
Çünkü biz artık 2015 yılından beri ulusal kistik fibrosiz tarama sistemi ile hastalarımızı bir topuk kanından tarayarak çok erken yaşta daha bebekken tanı koyuyoruz. Tanı koyduktan sonra da bunları bütün ömürleri boyun, çocuk göğüs hastalıkları kliniği olarak izliyoruz.
Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, anne ve baba bu hastalığı taşıyorlar. Dolayısıyla akraba evliliğinin sık olduğu ülkemizde kistik fibrosiz hastalığı çok sık görülüyor. Türkiye’de ulusal kistik fibrosiz tarama sistemimiz var” dedi.
“Donör bulmakta hakikatten ülkemiz şartlarında büyük problem yaşıyoruz”
Hastalık hakkında bilgiler de veren Doç. Dr. Güzin Cinel, “Bu hastalıkta çeşitli mutasyonlar yani genetik bozukluklar hastaların akciğerlerindeki sıvıyı balgamı atmalarını sağlayan bir molekülde bozukluk yapıyor ve buradan balgamlarını atamadıkları için koyu yapışkan balgamları olduğu için bronşlarının içerisinde bu balgamlar birikiyor orda sıkça enfeksiyonlar olmaya başlıyor.
Bu bir kısır döngü olarak gittikçe bebeklik döneminden ileriye kadar ileri yaş gruplarına kadar giderek zarar vermeye başlıyor. Hasar vermeye başlıyor ve bir gün kronik solunum yetmezliği dediğimiz önce oksijen ihtiyacı sonra belki ventilatör desteği gereksinimi ve en sonunda da akciğer nakli ihtiyacı oluşuyor.
Hocalarım çok güzel anlattılar, donör bulmakta hakikatten ülkemiz şartlarında büyük problem yaşıyoruz” açıklamasında bulundu.