‘Fark Etmeden Yediklerimiz (Gıda Katkı Maddeleri)’ konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 84’üncü konuşmacısı olan Lokman Hekim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Gültekin “Hazır gıdalarda hem renklendiriciler hem de koruyucular kullanılıyor. Bizim bu gıda katkı maddelerine ihtiyacımız yok. Bunların çoğu gıda değil, sentetik maddeler” dedi.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 84’üncü konuşmacısı, ‘Fark Etmeden Yediklerimiz (Gıda Katkı Maddeleri)’ konulu söyleşiyle Lokman Hekim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Gültekin oldu. Moderatörlüğünü Spor Bilimleri Fakültesi’nden Öğretim Görevlisi Melike Nur Eroğlu’nun üstlendiği söyleşide; farkında olmadan tüketilen gıda katkı maddeleri ve hazır gıdaların sağlık üzerindeki etkileri, gıda güvenliği, tüketici bilinci ve helal gıda konuları üzerine konuşuldu. Programın tamamı üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den istenildiği zaman izlenebiliyor.
Ürün sağlığını gösteren etiketler
Gıda sektöründeki farklı yaklaşımlara değinen Lokman Hekim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Gültekin, “Üreticiler Türk Gıda Kodeksi’ne uygun, sağlıklı ürünler üretmeye çalışıyorlar. Ancak bir ürünün Türk Gıda Kodeksi’ne uygun olması, onun tamamen sağlıklı olduğunu göstermez. Dünyada tüketicilerin bir ürünün sağlıklı olduğunu anlamaları için oluşturulmuş özel etiketler var. Örneğin; gıda ürünlerinin beslenme kalitesini gösteren ‘Nutri-Score Endeksi’ ürünleri A, B, C, D, E, F gibi 5 basamakta değerlendirir. Bir diğer sistem olan Nova ise, ürünlerin ne kadar işlenmiş olduğunu baz alarak 1’den 4’e kadar bir değerlendirme yapar. Ne yazık ki bizim ülkemizde bu değerlendirme sistemleri mevcut değil. Dolayısıyla ürünlerin ne kadar sağlıklı ve doğal olduğunu dikkate almamız ve bu konuda bilinçlenmemiz gerekiyor.
Light olan tatlı ürünler tercih edilmemeli
‘Doğal olan her şey sağlıklı mıdır?’ sorusuna cevap veren Gültekin, “Örneğin E120 koşineal adlı gıda boyası böceklerden elde ediliyor. Bu doğal bir gıda boyası. Ancak doğal birçok gıda zehirli olabilir. Buna mantarları örnek verebiliriz. Doğallık, bir gıdanın zararlı veya faydalı olduğunu tek başına belirleyen bir faktör değildir. ‘Light’ ürünlere de yine aynı şekilde dikkat etmemiz lazım. Light ürünlerin enerjisi, yağı veya tuzu azaltılmış olabilir. Yağ ve tuz açısından light olması sağlıklı kabul edilebilir, fakat enerji açısından light olan tatlı ürünler tercih edilmemelidir. Çünkü bu ürünlerde şeker yerine, birçok yan etkiye sahip tatlandırıcılar kullanılır” diye konuştu.
Sentetik gıda boyalarına dikkat!
Sentetik tatlandırıcılar gibi sentetik gıda boyalarının da olduğunu belirten Gültekin, “Sentetik gıda boyaları, doğada olmayan ve vücudumuzun tanımadığı maddelerdir. Bu maddeler vücutta zehir olarak algılanır ve vücuttan atılmaya çalışılır. Sentetik gıda boyaları çocuklarda hiperaktiviteyi artırabilir, davranışlarını etkileyebilir, alerjik reaksiyonlara neden olabilir ve bazıları gen hasarı yapma potansiyeline sahiptir. Hazır gıdalarda hem renklendiriciler hem de koruyucular kullanılıyor. Koruyucular, gıdaların raf ömrünü uzatıyor, ancak sağlık riskleri de taşıyorlar. Bizim bu gıda katkı maddelerine ihtiyacımız yok. Bunların çoğu gıda değil, sentetik maddelerdir” dedi.
Gıda denetleyicisi gibi davranmalıyız
Bilinçli bir tüketici olmanın önemine vurgu yapan Gültekin “Bir gıdayı değerlendirirken etiket okumak çok önemlidir. Bu konuda ücretsiz olarak indirilebilen ‘Gıda Ölçer’ mobil uygulaması, gıda etiketlerini anlamamızda bize yardımcı oluyor. Bu uygulama, ürünün barkodunu okutarak içerik bilgileri, risk puanı, helallik durumu ve kategori puanı gibi bilgileri tüketicilere sunuyor. Ayrıca, sistemde olmayan ürünler fotoğraflanıp gönderildiğinde sisteme ekleniyor. Bakanlık bazı ürün gruplarını rutin olarak denetliyor. Yoğurtlar 3 ayda bir denetlenir. Ancak binlerce ürünün sürekli denetiminin yapılması mümkün değil. Bu yüzden tüketici olarak bizler de gıda denetleyicisi gibi davranmalıyız. Olumsuzluk gördüğümüzde Alo 174 Gıda Hattı’na bildirmeliyiz.”
Tüketici tercihleri firmaları etkiliyor
Tüketicilerin isteklerini üreticilere bildirmek zorunda olduğunun altını çizen Gültekin, “Çünkü alıp tüketmediğimiz bir ürün üretilmez. ‘Gıda Ölçer’ uygulaması, tüketicilerin tercihlerini üreticilere iletmelerine yardımcı olabilir. Helal gıda, helal ürün, sağlıklı gıda, sağlıklı ürün talebini üreticilere iletebilirsek, onlar bu yönde üretim yapacaklardır. Beğenmediğimiz ürünleri almak zorunda değiliz. Örnek verecek olursak bazı ürünlerde yapılan boykotlar, firmaların içerik ve fiyat politikalarını değiştirmelerini sağlamıştır. Tüketicinin bilinçli olması ve talebini ona göre yapması, firmaları etkileyen önemli bir faktördür” ifadelerini kullandı.