Salgında eve kapananlar, aynalarla daha fazla karşılaşmaya başladı. Cilt kusurları ve yaşlılık belirtileri hiç olmadığı kadar göze çarparken, ameliyatsız cilt gençleştirmeye yönelim de arttı. Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, “Bu yöntemin ameliyat gerektirmemesi profesyonelliğe ihtiyaç olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine, her dokunuşun hastaya özel olarak adım adım planlanması ve isteğe değil ihtiyaca uygun olarak yapılması gerekiyor” uyarısında bulundu.
Pandemi sürecinde evde geçirilen zamanın artması, insanların kendileriyle daha fazla ilgilenmesini sağladı. Üzerine en çok gidilen konuların başında ise dış görünüş geldi. Özellikle gençleşmeye yönelik estetik uygulamalara yönelim artarken çoğunluk, tercihini ameliyatsız estetik yöntemlerinden yana kullandı. Grand View Research tarafından yayınlanan Ameliyatsız Estetik Tedavileri Sektörü başlıklı rapora göre, global estetik pazarının büyüklüğü 2020’de 4,6 milyar dolara ulaştı. Pazardaki en büyük payın sahibi ise %62 ile botox ve hyaluronik asit gibi enjekte edilebilir maddelerin kullanıldığı ameliyatsız estetik yöntemleri oldu. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, “Evlere kapandığımız bu zorlu süreçte, aynalarla hiç olmadığımız kadar yakınlaştık. Dolayısıyla cilt kusurlarımız, kırışıklıklarımız veya yaşlılık belirtilerimiz çokça dikkatimizi çekmeye başladı. Bu dönemde hastane ortamının perçinlediği bulaş kaygısı ise dakikalar içinde tamamlanabilen ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemlerine talebi artırdı” dedi.
Kişiye özel ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemi
Hastaların ihtiyaçlarına özel olarak geliştirdiği ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemine dair ayrıntıları paylaşan Uzm. Dr. Hande Ulusal, “Sihirli dokunuş olarak da adlandırdığımız Magic Touch yöntemi, 45 yaş altı için Princess Touch ve 45 yaş üstü için Queen Touch olmak üzere iki ayrı yaklaşımı kapsıyor. Burada temel olan, cildin türüne, yaşına, daha önce geçirdiği işlemlere ve gençleştirilmek istenen bölgenin ihtiyaçlarına paralel olarak hastaya özel bir program çizmek. Zira normal cilt bakımları ister istemez yüzeysel kalıyor, oysa derinin orta tabakasının desteklenmesi gerekiyor. Bu noktada Magic Touch, düzenli olarak cilt bakımlarını yaptıramayan kişiler için tek seferde uzun süreli kalıcılık sağlayacak bir işlem kombinasyonu oluşturuyor. Böylece cildi besleyici, destekleyici işlemlerin bütünsel bir yaklaşım çerçevesinde ele alınarak hastaya en uygun uygulamaların bir araya getirilmesi sağlanabiliyor” diye konuştu.
“Ameliyat gerektirmemesi profesyonelliğe ihtiyaç olmadığı anlamına gelmiyor”
Uzm. Dr. Hande Ulusal, ameliyatsız estetik yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla bu alanda hizmet veren kişi ve kurumların artış gösterdiğine de değinerek bazı uyarılarda bulundu: “Ameliyatsız estetiğin tercih edilmesindeki en büyük etkenlerin başında narkoz, kesi, dikiş ve nekahet dönemi gibi zorlukların olmaması geliyor. Söz konusu avantajlar, zaman zaman ameliyatsız estetiğin fazla basite indirgenmesine de neden oluyor. Haliyle bu durumu fırsata çevirmeye çalışanlara da gün doğuyor ve insan sağlığının hiçe sayıldığı üzücü örneklerle karşılaşabiliyoruz. Oysa bu yöntemin ameliyat gerektirmemesi profesyonelliğe ihtiyaç olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine, her dokunuşun hastaya özel olarak adım adım planlanması ve isteğe değil ihtiyaca uygun olarak yapılması gerekiyor.”
Salgında eve kapananlar, aynalarla daha fazla karşılaşmaya başladı. Cilt kusurları ve yaşlılık belirtileri hiç olmadığı kadar göze çarparken, ameliyatsız cilt gençleştirmeye yönelim de arttı. Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, “Bu yöntemin ameliyat gerektirmemesi profesyonelliğe ihtiyaç olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine, her dokunuşun hastaya özel olarak adım adım planlanması ve isteğe değil ihtiyaca uygun olarak yapılması gerekiyor” uyarısında bulundu.
Pandemi sürecinde evde geçirilen zamanın artması, insanların kendileriyle daha fazla ilgilenmesini sağladı. Üzerine en çok gidilen konuların başında ise dış görünüş geldi. Özellikle gençleşmeye yönelik estetik uygulamalara yönelim artarken çoğunluk, tercihini ameliyatsız estetik yöntemlerinden yana kullandı. Grand View Research tarafından yayınlanan Ameliyatsız Estetik Tedavileri Sektörü başlıklı rapora göre, global estetik pazarının büyüklüğü 2020’de 4,6 milyar dolara ulaştı. Pazardaki en büyük payın sahibi ise %62 ile botox ve hyaluronik asit gibi enjekte edilebilir maddelerin kullanıldığı ameliyatsız estetik yöntemleri oldu. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, “Evlere kapandığımız bu zorlu süreçte, aynalarla hiç olmadığımız kadar yakınlaştık. Dolayısıyla cilt kusurlarımız, kırışıklıklarımız veya yaşlılık belirtilerimiz çokça dikkatimizi çekmeye başladı. Bu dönemde hastane ortamının perçinlediği bulaş kaygısı ise dakikalar içinde tamamlanabilen ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemlerine talebi artırdı” dedi.
Kişiye özel ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemi
Hastaların ihtiyaçlarına özel olarak geliştirdiği ameliyatsız cilt gençleştirme yöntemine dair ayrıntıları paylaşan Uzm. Dr. Hande Ulusal, “Sihirli dokunuş olarak da adlandırdığımız Magic Touch yöntemi, 45 yaş altı için Princess Touch ve 45 yaş üstü için Queen Touch olmak üzere iki ayrı yaklaşımı kapsıyor. Burada temel olan, cildin türüne, yaşına, daha önce geçirdiği işlemlere ve gençleştirilmek istenen bölgenin ihtiyaçlarına paralel olarak hastaya özel bir program çizmek. Zira normal cilt bakımları ister istemez yüzeysel kalıyor, oysa derinin orta tabakasının desteklenmesi gerekiyor. Bu noktada Magic Touch, düzenli olarak cilt bakımlarını yaptıramayan kişiler için tek seferde uzun süreli kalıcılık sağlayacak bir işlem kombinasyonu oluşturuyor. Böylece cildi besleyici, destekleyici işlemlerin bütünsel bir yaklaşım çerçevesinde ele alınarak hastaya en uygun uygulamaların bir araya getirilmesi sağlanabiliyor” diye konuştu.
“Ameliyat gerektirmemesi profesyonelliğe ihtiyaç olmadığı anlamına gelmiyor”
Uzm. Dr. Hande Ulusal, ameliyatsız estetik yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla bu alanda hizmet veren kişi ve kurumların artış gösterdiğine de değinerek bazı uyarılarda bulundu: “Ameliyatsız estetiğin tercih edilmesindeki en büyük etkenlerin başında narkoz, kesi, dikiş ve nekahet dönemi gibi zorlukların olmaması geliyor. Söz konusu avantajlar, zaman zaman ameliyatsız estetiğin fazla basite indirgenmesine de neden oluyor. Haliyle bu durumu fırsata çevirmeye çalışanlara da gün doğuyor ve insan sağlığının hiçe sayıldığı üzücü örneklerle karşılaşabiliyoruz. Oysa bu yöntemin ameliyat gerektirmemesi profesyonelliğe ihtiyaç olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine, her dokunuşun hastaya özel olarak adım adım planlanması ve isteğe değil ihtiyaca uygun olarak yapılması gerekiyor.”